Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘1 Mayıs Emek Ödülleri Töreni’ne katıldı.
Yılmaz, Türkiye iş gücü piyasasının yeşil ve dijital dönüşümüne uyumunun desteklenmesini amaçlayan projelerini hayata geçmesinden çok büyük bir memnuniyet duyduklarını belirtti. Etkinlik kapsamında çalışma hayatındaki emekleri, fedakarlıkları, üretime katkıları ve örnek kişilikleriyle ödüle layık görülen tüm emekçileri tebrik eden Yılmaz, Söz konusu ödülleri yalnızca bireysel başarılar olarak değil ülkemizin üretim gücüne katkıda bulunan milyonlarca emekçinin, milyonlarca çalışanın ortak emeğinin temsili olarak değerlendiriyorum” ifadelerini kullandı.
Çalışma hayatı, teknolojik gelişmeler, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda köklü bir dönüşüm sürecinden geçtiğine dikkat çeken Yılmaz, “Özellikle ikiz dönüşüm dediğimiz yeşil ve dijital dönüşüm üretimden hizmet sektörlerine kadar iş yapma biçimlerini yeniden tanımlamakta yeni beceri ve yetkinliklere duyulan ihtiyacı her geçen gün arttırmaktadır. Uluslararası çalışma örgütünün İLO’nun raporuna göre 2030 yılına kadar dünya genelinde yaklaşık 24 milyon yeni iş imkanı oluşabileceği öngörülmektedir. Öte yanda yapay zeka, otomasyon ve dijitalleşmenin etkisiyle mevcut mesleklerin yaklaşık yüzde 14’ünün tamamen ortadan kalkabileceği ve çalışanların en az yüzde 40’ının yeni beceriler edinmek zorunda kalacağı öngörülmektedir. Bir taraftan yeni teknoloji, yeni teknolojilerle bazı meslekler kalkacak ama bunun yerine yeni meslekler, yeni iş alanları oluşacak ama en az bunun kadar önemli olan mevcut meslekleri icra etme yöntemimiz, biçimimiz dönüşüm geçirecek” ifadelerini kullandı.
Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, sürdürülebilir ulaşım ve döngüsel ekonomi gibi alanlarda iş gücü talebi artarken özellikle fosil yakıt sektörlerinde bir miktar iş kaybı yaşanması beklediğini söyleyen Yılmaz, “Bölgesel düzeyde Asya ve Pasifik bölgesinde 14 milyon, Amerika kıtasında 3 milyon ve Avrupa’da 2 milyon net istihdam artışı öngörülmektedir. Ayrıca döngüsel ekonomi uygulamalarının geri dönüşüm gibi, yeniden kullanım gibi, onarım gibi döngüsel ekonomi uygulamalarının küresel ölçekte yaklaşık 6 milyon ek iş fırsatı oluşturabileceği değerlendirilmektedir. Ancak bu potansiyelin gerçekleştirilebilmesi için mevcut çalışanların becerilerini dönüştürmeleri ve yeni yetkinlikler kazanmaları büyük önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.
Çalışma hayatı alanında ülkemizde sendikal örgütlenmenin güçlendirilmesinden iş sağlığı ve güvenli standartlarının yükseltilmesine kayıt dışı istihdamla mücadele eden kadınların çalışma hayatına katılımının arttırılmasına kadar pek çok alanda geçtiğimiz dönemlerde önemli mesafeler kaydetmiş durumda olduklarını vurgulayan Yılmaz, “Bu süreçte Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde işçilerimizin, çalışanlarımızın yıllarca çözüm bekleyen birçok meselesi halledilmiştir, gündemden çıkarılmıştır. Asgari ücret artışları, asgari ücrete kadar tüm gelirlerin vergi dışı tutulması, salgın döneminde istihdamın korunması için alınan tedbirler ve sosyal koruma alanındaki destekler her dönemde emekçilerimizin yanında olduğumuzu gösteren önemli örneklerdir. Nitelikli istihdama erişimde yaşanan güçlükler ve iş gücü piyasasında arz talep dengesinin sağlanması ihtiyacı beceri uyumu politikalarının ülkemizde daha sistematik şekilde ele alınmasını gerekli kılmıştır. Bir taraftan bir talep var, yeni becerilere talep var. Bir taraftan bu becerileri oluşturan eğitim sistemimiz veya daha kısa dönemli beceri geliştirici faaliyetlerimiz, kurslarımız var. Bu ikisini örtüştürmek çok çok önemli. Aksi takdirde eğitim amacına ulaşmayacaktır. İş gücü piyasaları da ihtiyaç duyduğu becerilere kavuşamayacaktır. Dolayısıyla bu ikisini mutlaka örtüştürmek durumundayız” dedi.
12. Kalkınma Planı kapsamında iş gücü piyasasında arz ve talep dengesinin güçlendirilmesi, beceri uyumsuzluklarının azaltılması ve ikiz dönüşümün gerektirdiği mesleki yetkinliklerin kazandırılması amacıyla stratejik hedefler belirlendiğini anımsatan Yılmaz, “Ardından ilk temel politika alanı iş gücü piyasalarında yeşil ve dijital dönüşüm ile beceri uyumunun geliştirilmesi olan 2025- 2028 ulusal istihdam stratejisi ve eylem planı uygulamaya alınmıştır. 2024 yılı iş gücü istatistikleri bu çabaların somut sonuçlarını ortaya koymaktadır. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı bir önceki yıla kıyasla 0,7 puan azalarak yüzde 8,7 gerilemiş ve böylece son 12 yılın en düşük seviyesine ulaşılmıştır. İstihdam edilen kişi sayısı geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 milyon 988 bin artışla 32 milyon 620 bine iş gücüne katılan kişi sayısı ise 35 milyon 733 bine yükselmiştir. İstihdam oranı yüzde 49,5’e iş gücüne katılım oranı yüzde 54,2 çıkarak tarihi zirveleri görmüştür. Nitekim bugün açıklanan 2025 yılı Mart ayı iş gücü istatistiklerine de bakıldığında işsizlik oranımızın yüzde 7,9 oranıyla yeni istatistiklerimizin yayınlanmaya başladığı ilk yıl olan 2005 yılından bugüne en düşük seviyesini gördüğünü ifade edebiliriz” açıklamalarında bulundu.
Türkiye’nin iş gücü piyasasının ikiz dönüşüm süreçlerine uyum sağlaması için kapsamlı bir planını hayata geçirdiklerinin altını çizen Yılmaz, “Eğitim sistemimizi bu dönüşüme hazırlamak adına müfredatlarımızı güncelliyor. Eğitim kadrolarımızı yeni becerilerle donatıyoruz. Sadece bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını esas alıyoruz. Bunun üzerinde gerçekten çok durmamız lazım. Değişen şartlar içindeyiz. Sadece bugünkü piyasanın ihtiyaçlarına bakıp müfredatımızı buna göre yaparsak eksik yapmış oluruz. Bir taraftan bugünün ihtiyaçlarına bakacağız elbette. Ama diğer taraftan geleceğin ihtiyaçlarını şimdiden ön görüp eğitim sistemimizi buna dönük olarak hazırlamak durumundayız. Bu anlayışla hareket ediyoruz. İkiz dönüşümün iş gücü üzerindeki etkilerini sektörel ve bölgesel düzeyde analiz ediyor. Bu analizlere dayanarak adil geçiş stratejileri geliştiriyoruz” diye konuştu.
Kadın istihdamı son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Yılmaz şu ifadelerin kullandı:
“Bir toplumun yarısı erkek, yarısı kadın. Kalkınma dediğimiz süreci hızlı bir şekilde sürdüreceksek toplumun tüm enerjisini harekete geçirmek durumundayız. Kadınıyla erkeği ile. Dolayısıyla kadınların iş gücü piyasalarına daha fazla katılmaları sadece çalışan olarak değil, girişimci olarak da çok daha aktif bir konuma yükselmeleri genel kalkınma stratejilerimiz bakımından da son derece kıymetlidir ve bunu da destekleyici her türlü politikayı sürdürüyoruz. Bir taraftan da ama nüfus politikalarımızı da dikkate alarak başka bireysel tercihleri de dikkate alarak kadınların iş gücüyle ev hayatı arasında tercih yapmaya zorlanmadıkları yeni çalışma modellerini, ikisini bir arada sürdürmelerini sağlayan yeni çalışma modellerini de destekliyoruz.”
Yılmaz, istihdam stratejisi ve orta vadeli program hedeflerimiz doğrultusunda önümüzdeki dönemde de istihdamı güçlendirmeye, iş gücü piyasamızı yeşil ve dijital ekonomiyi hazırlamaya ve işsizlik oranını daha da aşağılara düşürmeye kararlı olduklarını söyledi. Kapsayıcı büyüme ile ilgili konuşan Yılmaz, “Sadece büyümek değil tüm bölgeleri içine alan kadınıyla erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla tüm kesimlerin içine alan büyük işletmeleriyle, küçük işletmeleriyle değişik işletmeleri kapsayan büyümeye kapsayıcı büyüme diyoruz” dedi.
“Bir büyük değişim sürecinden geçiyor dünya”
Dünyanın büyük bir değişim sürecinden geçtiğinin bildiren Yılmaz, “Bir büyük değişim sürecinden geçiyor dünya. Tarife savaşlarından teknolojik dönüşümlere büyük bir değişim süreci içindeyiz. Ya bu değişimin etkilerine maruz kalacağız, bedelini ödeyeceğiz veya bu değişim süreçlerini iyi okuyarak ve değişim süreçlerini iyi yöneterek bunu ülkemiz için, insanımız için fırsata dönüştüreceğiz. Biz elbette ikincisini arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Çalışma hayatında daha adil, daha eşitlikçi ve daha kapsayıcı bir yapının hakim olması için sendikalarla ve tüm sosyal taraflarla sürekli istişare içinde olduklarını ve bunu sürdüreceklerinin altını çizen Yılmaz, “Hükümet işçi ve işveren taraflarının birlikte geliştirdiği diyalog ve iş birliği anlayışı hem çalışma hayatımızın sağlıklı işleyişi hem de ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınması bakımından temel bir değerdir. Önümüzdeki dönemde de insan onuruna yaraşır iş koşullarını güçlendirmek, çalışma hayatımızı daha güvenli, daha verimli ve daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturmak için gayretlerimizi sürdüreceğiz” açıklamalarında bulundu.
Yılmaz, ödüle layık görülen tüm işçileri, tüm emekçileri gönülden tebrik etti. Yılmaz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü vesilesiyle emeğiyle Türkiye’yi büyüten, üreten, güçlendiren işçilerin bayramını kutladı.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü çerçevesinde emeğin önemine vurgu yapılan programda, işçilere toplam 11 ödül verildi.